Denize doğru uzanan kayalığa, kemerin altından geçen çocuklarla dolu şişme bir bota baktık ve sonra sen çimenlerin arasında koşup zıplamaya, tavşan deliklerinden sıyrılmaya, avazın çıktığı kadar bağırmaya başladın. Ben de seni kovalıyor, yetişmeye çalışıyordum ve yaprakları bir gökkuşağı gibi etrafa saçarak koşmaya devam ederken katıla katıla gülüyorduk.
Rob Coates hayatının piyangosunu kazanmış gibidir. İnanılmaz eşi Anna, Londra’da bir müstakil ev ve hepsinden önemlisi, her gün sıra dışı bir macera yaşamaya uyanan oğulları Jack. Ancak aile ölümcül bir hastalıkla yıkıldığında, Rob’un dünyası da paramparça olmaya başlar. Aniden kendini yapayalnız bir halde bulan Rob, oğlu Jack’le birlikte ziyaret ettikleri gökdelenlerin ve kayalıkların fotoğraflarını çekerek teselli bulmaya çalışır. Ve tam bütün umudunu kaybedecekken, unutamayacağı bir içsel yolculuğa çıkar.
Gökler Bizim, bir kayıp veya çok güçlü bir sevgi deneyimlemiş herkesi derinden etkileyecek, yaşamı onurlandıran bir roman. Luke Allnutt sevginin gücünü anlatan bu muhteşem eseriyle, tam anlamıyla paramparça olmuş bir kalbin bile tekrar atabileceğini gözler önüne seriyor.