Eleştiriyorum dergisinin dördüncü sayısıyla yeniden sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İlk sayımızdan itibaren edebiyat ve eleştiri alanında açtığımız tartışma zemininin her geçen gün genişlediğini görmek bizler için sevindirici bir gelişme oldu. Siz değerli okurlarımızdan ve kıymetli yazarlarımızdan gelen katkılar, dergimizin yolculuğunu daha anlamlı kılıyor.
Eleştirinin özgünlük, derinlik ve yöntem açısından nitelikli örneklerinin çoğalması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle dergimizin kapıları her zaman yeni seslere, farklı bakış açılarına ve alışılmışın dışına çıkan denemelere açık. “Eleştiri” kavramını dar kalıplar içine sıkıştırmadan, disiplinlerarası bir yaklaşımın izini sürmek temel hedeflerimiz arasında. Bu sayıda da eleştiriyi yalnızca bir “yorum” ya da “değerlendirme” olarak değil; aynı zamanda edebiyatın üretim sürecini besleyen, ona yeni yönler açan bir uğraş olarak görmeye devam ediyoruz. Amacımız, güncel edebiyatın nabzını tutarken geçmişle bağlarını da unutmayan yazılarla sizlere zengin bir içerik sunmak.
Bu sayıda edebiyat eleştirisinin farklı damarlarını temsil eden yazılarla karşınızdayız. Şiirden romana, öyküden edebiyat-sinema ilişkisine, kuramsal çalışmalardan eser incelemelerine uzanan geniş bir yelpaze, dergimizin eleştiri anlayışını zenginleştiriyor.
Yeni katılan yazarlarımızın kalemleriyle güç bulurken önceki sayılardan tanıdığınız adların sürekliliği de Eleştiriyorum’u daha köklü kılıyor. Böylelikle hem yeniliği hem de devamlılığı bir arada barındıran bir yayın çizgisine sahip olmanın sevincini yaşıyoruz. Her yazının, yalnızca eleştirel düşüncenin derinleşmesine değil, aynı zamanda edebiyatın üretim ve tartışma zeminine katkıda bulunacağına inanıyoruz. Siz değerli okurlarımızın ilgisi ve desteğiyle, Eleştiriyorum’un giderek daha güçlü bir eleştiri platformuna dönüşeceği konusunda inancımız tamdır.
Sizlerden gelen dönüşlerin, bizi hem içerik hem de yönelim bakımından beslediğini özellikle vurgulamak isteriz. Eleştiriyorum, yalnızca bir yayın değil; aynı zamanda eleştirel düşüncenin sahnesi ve ortak buluşma noktası olma savını sürdürüyor.
Nice sayılarda birlikte olmak dileğiyle…
EKİM-ARALIK 2025 / İÇİNDEKİLER
Oktay Yivli: Yazınsal Eleştiri Nedir? / 4
Bâki Asiltürk: Edebiyat Nasıl Dönüşür? / 9
Nazmi Ağıl: Füruzan’la Resimlere Bakmak / 16
Mustafa Durak: Andre Gidé-Pastoral Senfoni / 24
Mustafa Zeki Çıraklı: Örtük Özneden Örtük Yazara: Tarih-Kurgu-Kurmaca / 38
Yalçın Armağan: Otobiyografik Metnin Biyografiye Dönüşümü / 44
JOSEF KILÇIKSIZ: Conrad’da Sömürgeciliğin Uygarlaştırıcı Misyonu / 55
Hürriyet Yaşar: Yarım Kalan Yürüyüş Notları / 67
Necla Akdeniz: Edebiyatımızın İlk Kadın Yazarı Fatma Aliye / 71
Hasan Öztürk: Milan Kundera’nın “Roman” Görüşünü Anlatabilmenin Dayanılmaz Ağırlığı / 75
Gülçin Elif Yücel: Mazeretler Çağı: Italo Svevo’nun Zeno’su Üzerinden Modern İnsan / 89
Birsel Sağıroğlu: Kurmaca Tekniklerle Kurmaca Dışı Yazmak / 96
Bircan Çelik: Gülten Akın: Kadın, Kadınlık, Çocuk İmgesine Ömrünü Bağışlayan ve İnsanı Bütün Boyutlarıyla Gösteren Aynaların Şairi / 101
Sercan Ceylan: “Hakikat Sonrası”na Karşı Postmodern Teodise: Ömer Faruk Dönmez’in “İblis Kurtdüşüren” Anlatıları / 114
Fatma Nur Dağlı: Tezer Özlü’nün Café Boulevard Öyküsünden Günümüze Görünürlük Arzusu / 123
Maurice Blanchot: Edebî Mekân’dan Bir Parça(Çev. Cansev Mücella Özkezer Cansev) / 128
