Ejderhanın huzurunda tutulan soğuk kayıtla kurdun bozkırda esen sesi bu kitapta aynı terazide tartılıyor. Ejderhaya Karşı Kurt, Çin saray kroniklerini—Shiji’den Xin Tang Shu’ya, Zizhi Tongjian’a—Orhun yazıtları, Sogd belgeleri ve arkeolojiyle yüzleştiriyor; duvarı siper değil menteşe sayıyor. “Hediye” ile “haraç”, “barış” ile “evlilik”, “at” ile “ipek” arasındaki ince çizgiyi kurumların diliyle çözüyor; “Hu”, “Xiongnu”, “Tujue”, “Tian Kehan” gibi adları bağlamına yerleştirerek iki dünyanın nasıl birbirini tanıyıp birbirine bağımlı hâle geldiğini gösteriyor. Okur, imparator mektuplarının kibirli tonu ile taş yazıtların berrak sesini yan yana duyuyor; güç, itibar ve iktisadın bozkırla saray arasında nasıl el değiştirdiğini adım adım izliyor.
Peki Hun hükümdarının tek bir cümlesi hangi savaşı erteledi? “Tian Kehan” unvanı sarayın hiyerarşisini nasıl sarstı? Çin Seddi ne zaman ticaret kapısına dönüştü; sınır pazarında bir torba ipek kaç ata bedeldi? Heqin evlilikleri kimin meşruiyetini kurtardı, kimin sonunu hazırladı? Titiz kaynak tenkidi, yeni tercümeler, haritalar ve çizelgelerle bu soruların peşine düşen bu eser, klişeleri dağıtıp okuru savaşın gürültüsünden çıkararak müzakerenin, hesap defterinin ve ritüelin derin ayrıntısına götürüyor. Sayfayı açın; kroniğin soğuk satırlarında bozkırın sıcak nefesini duyacaksınız.