Yalnızca dilin değil, öykünün de imkanlarını zorluyor Turgay Çumak.
Kurmacayı dilin inceliğiyle geliştiriyor. Alışılmamış olay örgüsünü alışılmamış kişiler üzerinden anlatıyor. Türler arası ama öyküye daha yakın duran metinler çıkıyor böylece ortaya.
"Ondan geriye bir düğme kaldı. Küçük ... Kırmızı... Soğuk ...
Ve o, artık o düğmeye dönüştü.
Ben bir düğmeyim artık. Her hayatın kıyısında yuvarlanan, her susuşun içinde yaşayan bir düğme... Ben birdüğmeyim. Ve kim olduğumu unuttum .
Oysa bir düğme, düştüğü yerde her şeyi hatırlar."