Gökyüzü, eski çağlardan beri insanlığın ilgisini çekmiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında roket teknolojisinde yaşanan gelişmeler, Uzay Çağı olarak adlandırılan dönemin başlamasına neden olmuştur. İnsanlığın uzaya erişmesi ise, ilk yapay uydu olan Sputnik`in 4 Ekim 1957 tarihinde Dünya yörüngesine yollanması sonucu olmuştur. Bu gelişme, insanoğlunun Ay`a ayak basması ile umut edilenin çok ötesinde bir ilerlemeler silsilesine sebebiyet vererek devletlerin dikkatini uzaya yöneltmiştir.

Son birkaç on yılda tanık olduğumuz böylesi önemli gelişmeler, hukuksal bağlamda da yansımalarını bulmuştur. Uluslararası Hukuk açısından son 50 yıldır yavaş fakat emin adımlarla ilerlemeye başlayan bu bâkir alan, yapılan uygulamalar neticesinde gittikçe gelişmeye başlamış ve devletler arasındaki uluslararası kodifikasyon sürecini tetiklemiştir.
Bu kitapta, uzay faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi için kullanılan uzay araçlarının uzaya fırlatılma, uzayda bulunma ve tekrar yeryüzüne dönüş aşamalarındaki eylemlerinden doğabilecek zararlar dolayısıyla devletlerin Uzay Hukuku bağlamındaki uluslararası sorumluluğu incelenmiştir.