“Derik Delileri”nde toplumun kıyısına itilmiş, bütün unutulmuşların, gözden kaçırılmışların ve görmezden gelinmişlerin öyküleri anlatılıyor. Mizahın ince kanatlarında yükselirken aniden bir acının tokadıyla yüzleştiğiniz; yerel anlatının içtenliğinden evrensel sorunlara uzanıyor.
Sokağın diliyle yazılmış bu öyküler, adeta gözlerinizin önünde yürüyen karakterlerin yaşamı, acıyı ve direnci, çocukça şakalarla karışmış bir bilgelik içinde anlatılıyor. Sadece bir deliyle değil, toplumun akıl terazisinde yer bulamayan bütün kırık ruhlarla karşılaşıyorsunuz. Bu kitap hem bir bölgenin sosyolojik dokusunu, kültürel ironisini ve insanî yaralarını hem de gülümsetirken boğaz düğümleten bir anlatıyla okuru kendine çekmeyi başarıyor.