“Her boşluk bir hikâye saklar, en derini sustuğumuz yerdedir.”
Hayat bazen bir boşlukla başlar…
Bir parkta, bir mutfakta, tepedeki yazlık evde ya da sessiz bir yatak odasında.
Bazen sorulamayan sorularda, bazen de pandemi duvarlarının ardında patlayan bir, “Yeter!” çığlığında…
Kimi pastanın çilekli olmamasına, kimi nevresimin kanadına, kimi özlenilen gamzeye, kimi terk edenin geride bıraktığı şiire takılır.
Boşluktakiler, on üç öyküde kadınların kırılgan, öfkeli, direnen, umutlu ve çoğu kez sessiz dünyalarını anlatıyor.
Her öykü, kalbin bir başka köşesine dokunuyor.
Bu kitap, kayıpların ve yeniden başlamaların, suskunlukların ve içten içe çoğalan dayanışmaların izini sürüyor.
Ve bize hatırlatıyor: Boşluk, bazen gitmenin değil, kalmanın da adıdır.