2. Dünya Savaşı sonrası somut bir şekil alan ve daha bir hız kazanan bu değişim hareketleri Avrupa coğrafyasında bölgeselleşme ve bütünleşme diye tanımladığımız oluşumlara yol açmıştır. Bütünleşme hareketleri ile ulusal sınırları oluşturan yapay duvarlar kaldırılmıştır. Bu durum ülkeleri ikili ve çok taraflı ekonomik antlaşmalara, uluslararası ekonomik bütünleşme ya da bölgesel nitelikli bir ekonomik işbirliği içerisine sürüklemiştir. 
Günümüzde ekonomik bütünleşme hareketleri barışın teminatında önemli bir öneme sahiptir. Bütünleşmeleri ortak çıkarları taşıyan bir gemi olarak düşündüğümüzde hiç kimse bu geminin batmasını istemeyecektir. Ekonomik bütünleşmeyle oluşturulan ekonomik fay hatlarının kırılması durumunda bölgesel depremlerin ortaya çıkacağı bilinmektedir.
Bu kitap ulus üstü aktörlerin devlet odaklı uluslararası ilişkilerden daha baskın bir duruma geldiklerinin; ulus temelli oluşumların, yapay duvarların zaman içerisinde önemini yitirdiğini, bu konuda etkili bir oluşum gösteren AB’nin bölgeselleşme ve bütünleşmeye dayalı gelişiminin bir sentezidir.