İki kitap yazdık.
Bir tanesi BI (İş Zekâsı), diğeri ise Akıllı Şehirler. Daha sonra Akıllı Şehirlerde BI uygulamaları hakkında bilgi verdik. Böylece iki konuyu birbirine bağlamış olduk.
İş zekâsı, adından da anlaşılacağı üzere, iş yaşamının daha “akıllı” olmasına yardım eden araçlar bütünüdür. BI sisteminin başarısını kanıtlayan gösterge ise raporlardır. Raporlar bir yazılım sisteminin en önemli ögesidir. Rapor olmadıktan sonra girilen bilgilerin hiçbir anlamı kalmaz. Boşuna çalışan bir sistem olur. Örneğin, hastaya ait tüm veriler kayıtlı ama geçirdiği hastalıkları, uygulanan tedavileri göremiyoruz.
Raporların sadece güzel ve yararlı bilgiler sağlaması yeterli değildir. Sunum, içerikten daha güzel, daha etkileyici olmak zorundadır. Raporlarda,
Görünüm içerik kadar hatta içerikten daha fazla önemlidir.
Akıllı Şehirlere gelince;
Şehirler Giderek Büyümektedir.
BM istatistiklerine göre tüm dünyanın yüzde 53 ten fazlası şehirlerde yaşamaktadır. 2050 yılında, dünya nüfusunun üçte ikisinin şehirlerde yaşayacağı öngörülmektedir. Şehirler, dünya üzerindeki toprakların sadece %1ine sahip olmalarına karşın dünya nüfusunun yarısından fazlasını barındırırlar. Toplam enerjinin %75ini tüketirler ve hava kirliliğine %80 oranında katkı yaparlar.
Şehirleri daha yaşanabilir duruma getirmek için “akıllı şehir” uygulamaları başlatılmıştır. Şehir sakinlerinin sağlıklı ve huzurlu yaşamaları için IoT teknolojilerinden yararlanılmaktadır.
Şehirleri daha “akıllı” kılmak için iş zekâsından nasıl yararlanılacağını açıkladık.
Bu çalışmanın ufuk açıcı olduğuna, yeni çözüm yolları göstereceğine inanıyoruz.
Coşkun Telciler