Açık Deniz, düşsel olanla gerçeğin, bilinçdışıyla kolektif hafızanın, kadim hikâyelerle bugüne ait öykülerin iç içe geçtiği özgün bir anlatı evreni. Güçlü bir tahkiyeyle şehrin belleğinden yükselen öyküler; gündelik olanın cazibesini sıradanlıktan kurtarıyor, gerçekliğin katmanlarını görünür kılıyor. Bir süt dişinden koca bir uygarlığın hafızası aşikâr oluyor, rüyalar geçim kaynağına dönüşüyor, harfler insan bedeninde geziniyor, koku iplikleri şehri keşfe çıkarıyor ve eski bir duvar halısı uzak diyarları gezdiriyor.
Şeyma Samur hem iyi hikâyeler toplayan bir hikâye avcısı hem de güçlü bir hikâye anlatıcısı olma yolunda ilerliyor. Katmanlı kurgularla ördüğü metinlerde biçimsel çeşitliliği cesurca kullanarak okuru sürekli değişen bir derinliğe bırakıyor. Her öykü, kendi içinden yeni bir öykü doğuruyor; bu çoğalma, okuru metnin kıyılarından uzaklaştırıp açık denizlere sürüklüyor.
Açık Deniz, masalsı ama modern diliyle okura, bilinenin sınırlarını aşmayı, iç denizlerinin derinliklerinde yolculuğa çıkmayı vadediyor.