Takvimler 2063 yılını gösteriyordu… İnsanlık kaosun eşiğinde, savaşların ve felaketlerin gölgesindeydi. İşte bu dönemde Alex, yaşadıklarını sıradan bir günlük gibi kaydetmeye başladı. Ama onun günlüğü sıradan bir yılın değil; küresel bir Dünya Savaşı, Antarktika’nın buzları arasında verilen bir yaşam mücadelesi ve Mars’a yapılan yolculukta keşfedilen insanlığın kaderini değiştirecek sırların hikâyesiydi.

Alex bu zorlu yolculukta asla yalnız değildi. En yakın dostu Tim, sadakatiyle ona güç verirken; Sofia, hem kalbinin sahibi hem de mücadele arkadaşı olacaktı. Üçü birlikte yalnızca hayatta kalmaya değil, aynı zamanda gerçeği öğrenmeye, umut etmeye ve insanlığın geleceğini yeniden yazmaya çalıştı. Her ay, bambaşka bir sınav, bambaşka bir sır, bambaşka bir mücadele demekti.

Okur olarak siz de bu günlüğün sayfalarında, Alex’in gözünden savaşlara, yolculuklara ve keşiflere tanık olacaksınız. Göz açıp kapayıncaya kadar bitecek bu serüven, zihninizde ve kalbinizde uzun süre yaşamaya devam edecek. Çünkü bu yalnızca bir hikâye değil; cesaretin, dostluğun ve insanlığın yeniden doğuşunun çağrısıdır.

Hazır olun. Bu yolculuk göz açıp kapayıncaya kadar bitecek ama zihninizde sonsuza dek yaşayacak!