Hayat, bazen en büyük acıların ardından en derin sevinçleri saklar.
Ali Murat’ın yıllar boyunca sürüklediği yalnızlığı, kalbindeki kırık dökük umutları ve kapanmayan yaralarını bir anda değiştiren şey, zümrüt yeşili gözleriyle hayatına giren Nadya olur. İki farklı coğrafyanın, iki ayrı kültürün insanı, aşkın ortak dilinde buluşur.
Ege’nin sahillerinden Atina’nın sokaklarına, şiirlerle beslenen bir sevdanın büyüyüşüne tanıklık edeceksiniz. Dostluk, sadakat ve aile bağlarıyla örülmüş bu yolculukta, sevginin insanı nasıl dönüştürdüğünü görecek, kalbin en kuytu yerinde saklı kalan hislerin yeniden filizlenişine şahit olacaksınız.
“Zümrüt Kadar Güzel” bir aşkın, bir yolculuğun ve yeniden doğan umutların romanı. Belki de siz, kendi hayatınızdan bir parça bulacaksınız satır aralarında…