Tükendi
Stok AlarmıBir dönemin ekonomi-politik öncelikleri, eğitim politikalarına dair öncelikleri
de belirler. Türkiye’nin köklü bir dönüşüme uğradığı 2000’li yıllarda en çok
tartışılan konulardan birinin eğitim olması bu nedenledir. Ancak bugünün
dönüşümünü anlamak, tarihsel kökleri de tartışmaya dâhil etmeyi
gerektiriyor.
Ziya Gökalp, hem Cumhuriyet’in eğitim politikalarına yön veren hem de
bugün dahi sonuçlanmamış eğitsel tartışmalara yanıtlar üreten kurucu bir
figür olarak, bu bağlamda başvurulacak ilk isimlerdendir.
Gökalp’in eğitim ve kültür üzerine yürüttüğü tartışmalar, ulus inşasını ve
modernleşmeyi başat bir hedef olarak öne çıkarırken, saltanattan
cumhuriyete, teokrasiden laik devlete, tebaadan yurttaşa, ümmetten ulusa
geçişin de çerçevesini çizmektedir. Bunu yaparken bilimlerin, sanatın, dilin,
dinin, hukukun, ailenin; kısacası toplumsal yaşama içkin pek çok unsurun
işlevini yeniden tanımlamaktadır.
İşte bu kitap, Gökalp’in “Yeni Hayat” dediği siyasal paradigmadaki bu
değişime ve değişimin eğitim yoluyla inşası çabasına odaklanıyor.
Gökalp’in bu kapsamdaki görüşlerini
bütünlüklü bir biçimde analiz ederken, aynı zamanda dönemin
tartışmalarının bugün için de güncelliğini koruduğunu gösteriyor.