Herkesin bir gerçeği vardır. Ama kimseninki tamamen masum değildir. Savunmalar sustuğunda, sadece vicdan konuşur.
Ve vicdan, bazen en gür akan nehirden bile daha yıpratıcıdır.
Yıpranış, yalnızca bir bireyin değil, toplumun da adaletle sınandığı bir hikâyeyi anlatıyor. Kimin haklı olduğu kadar, kimin daha az suçlu olduğu da sorgulanıyor.

Murat Çağlayan’dan, geçmişin gölgeleriyle yüzleşen, gerilimi sayfalara sığmayan bir roman:

Suçun, suskunlukla beslendiği bir dünyada, adalet çağlamalı... Yoksa herkes yıpranır.