Nathaniel Hawthorne’un karanlık atmosferiyle öne çıkan başyapıtı Yedi Çatılı Ev, yüzyıllardır süregelen bir lanetin gölgesinde yaşayan bir ailenin trajedisini, unutulmaz bir gotik atmosfer eşliğinde anlatır. Çökmekte olan eski bir malikânenin duvarlarına sinmiş suçlar, sırlar ve gölgeler; okuru hem büyüleyen hem de ürpertici bir dünyanın içine çeker.
Pyncheon ailesi, kuşaklar boyunca gizemli ölümlerin, adalet arayışının ve geçmişin kara mirasının ağırlığını taşımaktadır. Yedi çatılı ev, adeta ailenin kaderinin somut bir yansıması hâline gelir. Suskun duvarlar eski günahları saklarken, her yeni nesil bu yükten payını alır. Hawthorne, aile bağları, vicdan muhasebesi, sınıfsal yapılar ve karanlık geçmişle hesaplaşma gibi temaları derin bir psikolojik çözümleme ile işler.
Gotik bir atmosfer, sembollerle örülü bir anlatım ve insan ruhunun karanlık yönlerine inen keskin bir bakış… Yedi Çatılı Ev, Amerikan edebiyatının unutulmaz klasikleri arasında yer almayı sürdürüyor. Bu roman, yalnızca bir evin değil; insanlığın gölgelerle dolu tarihinin kapılarını aralayan çarpıcı bir eserdir.