Kahramanı Mehmet Zârkişi olan, bu roman gerçek bir yaşam öyküsüne dayanmaktadır. Romanın büyük bölümü, eski Sovyet İmparatorluğu sınırları içinde kalan Türk topraklarında geçse de, okuyucu, bu toprakların doğasında ve insanlarının duygu dünyasında evrensel, küresel sorunların özünü bulacaktır.

Yazı Yazmaktan Karnı Nasırlaşan Adam, babasının vasiyetini yerine getirmek için halkının geleneklerini, yırlarını, atasözlerini ve özdeyişlerini derlemek amacıyla her türlü zorluğa göğüs geren Mehmet Zârkişiev’in hikâyesini anlatıyor. Bu görev, millî yırlarını çalan ozanın sazını sırtında parçaladıkları, yazı yazanın kalemini gözüne soktukları ve onu çalışma kamplarına, Sibirya’ya sürdükleri bir dönemde üstlenilmiştir. Zârkişi’nin karnında nasır bırakacak kadar yazı yazmaya adanmış yaşamı, direnişin ve halkının belleğini koruma mücadelesinin simgesidir.
Bu kitabı okurken, Zârkişi’nin mücadelesini, Sovyet döneminin baskılarını ve bir halkın kültürel dirilişine dair anlatılanları merakla, heyecanla ve yer yer de hüzünlenerek takip edeceksiniz.