Hükümetler, yatırımı teşvik etmek ve ekonomik büyümeyle diğer kalkınma hedeflerini desteklemek amacıyla genellikle doğrudan sübvansiyonlar veya vergi indirimleri gibi teşvikler kullanır. Doğru şekilde tasarlanıp uygulandığında, bu teşvikler istihdamı artırmak, sürdürülebilirliği teşvik etmek ve eşitsizliği azaltmak gibi çok çeşitli politika hedeflerine katkı sağlayabilir. Ancak, tasarım ve uygulama süreçleri karmaşık olduğundan, teşvikler zaman zaman rant arayışı ve israf niteliğindeki kamu harcamalarıyla ilişkilendirilmektedir.
Bu kitap, dünyadaki farklı teşvik türlerini ve kullanım alanlarını gözler önüne sererken, bu teşviklerin değerini artıran kurumsal adımları da incelemektedir. Ekonomik analiz ile kalkınma etkileri, düzenleyici meseleler ve politika seçeneklerini birleştiren bu yazılar, sadece şehirlerin, eyaletlerin, ülkelerin ve bölgelerin yatırımları daha iyi çekmesini, yönlendirmesini ve elde tutmasını sağlayacak sermaye hareketliliğinin nasıl artırılacağını göstermekle kalmıyor; aynı zamanda teşviklerin kalıcılığını sağlamak için nasıl politika geliştirileceğini ve uzlaşma sağlanacağını da ortaya koyuyor.