“Her insan bir sırdır; bazısı kendine bile.”
Bu kitap, insanın hayata düştüğü ilk andan itibaren sakladığı; unuttuğu, unutturulduğu yahut üstünü örttüğü o “sır”la yüzleşmesini ve kesişmesini anlatıyor.
Kimliğimizin ötesinde bir varoluş hâlini doğuştan beri içimizde taşıdığımız yalnızlıkla birlikte harmanlayan bu zamansız öyküler; bizi bazen Nemrut’un pencere kenarına bazen de ölen bir amcanın hatırası tozlu ve sessiz kalmış bir apartman dairesine oturtuyor.
Erdal Bila, kelimelerle sade ama bir o kadar da akıcı dili ve sarsıcı anlatımıyla sırlı aynalar kuruyor önümüze. Her karakter birer ayna, her hikâye bir itiraf gibi.
Bu sayfalarda sadece başkalarının değil, belki de kendi iç sesimizde yankılanan isyanların sırlandığına tanıklık edeceğiz.