Doğumunda annesi ölen Leylâ’yı eşi ölen Rahmi Bey evlatlık olarak alır. Çok iyi eğitim, müzik bilgisi ve kültürlü bir kız olarak yetiştirir. Leylâ’yı kardeşinin oğlu Feridun ile evlendirmeyi düşünmektedir. Oysa Feridun’un annesi Süreyya Hanım, nasıl yetişmiş olursa olsun Leylâ’yı ailesine ve oğluna uygun bulmaz. Köylü kızı olduğunu ve oğluna layık olmadığını söyleyerek küçümser ve evlenmelerine engel olur.
 
Ama hayat onun istediği gibi akmaz ve oğlu bir alkolik olmakla kalmaz, tüm serveti bu yolda harcadığı gibi bir de akli sağlığını kaybetme noktasına gelir.
 
Mısır’ın sayılı ailelerinden birinin oğluyla evlenen Leylâ yıllar sonra İstanbul’a döner ve ilk gördüğü mezarlıkta dilenmekte olan Süreyya hanımdır.
 
Sonrası ise yüreklere dokunan iki gencin hayat hikâyesidir.