“İhanet edebilirsiniz ama sonuçlarından kaçamazsınız; 
Hesap Günü yaklaşıyor!”
 
Bu hikâyenin iki kutbu var; siyah ile beyaz arasında, yaşam ile ölüm arasında…

Paramedik Eliz ve Marcellus’un macerasında bildiğiniz katil tiplemelerini unutun. Marcellus’un kalbi Hades’in zindanlarında kor ateşlerle dövüldü ve yaşam denilen beklenmedik olaylar döngüsü Eliz ve Marcellus’u bir gece yarısı ıssız bir sokakta karşı karşıya getirdi…

Her vakanın bir başı bir de sonu vardır. Hesap Günü başladı bile. Bitişi zor ve sancılı olacak…

Hesap günü…

Oraya nasıl geldiğini hatırlamıyordu. En son hatırladığı, arabasını otoparktan almak için girdiği o karanlık sokaktaki iğrenç kokulardı… Gözlerini açtığında kendini ahşap meyve kasalarından çıkma bir koltuğa bağlanmış hâlde, izbe bir sığınakta bulmuştu. Karşısındaysa uzun boylu, geniş omuzlu, ensesini kapatan (biraz daha uzasa omuzlarına değecek olan) saçlarıyla heybetli bir adam duruyordu. İçerideki loş ışığa rağmen adamın güçlü kol kasları ve kendinden emin tavırları dikkat çekiciydi. Yüzünü tam göremese de düzgün bir çene yapısı olduğunu fark etmişti.