İnsanların edebiyat alanındaki ilk ürünleri hep sözlü olmuştur; yani onlar belki de daha yazıyla tanışmadıkları için anlatmayı yeğlemişlerdir. Öyle ya, anlatmanın yazmaya göre birtakım kolaylıkları vardır. Onlar da bu kolaylıklardan yararlanma yoluna gitmişlerdir. Bunun sonucu olarak bütün ülkelerin yazılı edebiyatlarından önce oluşmuş bir sözlü bir sözlü edebiyatları vardı. Onlar, kendi icadı olan veya başkalarından aldıkları yazıyla o güne kadar anlatma yoluyla ortaya konulan ve kolayca kaybolma özelliği taşıyan ürünleri yazıya aktarmaya başlamışlardır. Böylece bir bölümü bize kadar değişmeden gelen ürünler ortaya konulmuştur. Öbür yandan canlılığını koruyan anlatma geleneği de yüzyıllar boyunca varlığını sürdürmüş, bir kısmı unutulsa bile kalanlar değişip güzelleşerek günümüze kadar gelme şansını yakalamışlardır.