Dünyada Eğitim Yönetimi bir bilim dalı olarak kabul edilmiştir ve üzerinde araştırmalar, tartışmalar yapılmaktadır. Yine dünyanın gelişmiş ülkelerinde, okul yöneticileri lisans, yüksek lisans ya da üniversitelerin de içinde olduğu kurslardan geçirilerek yöneticiliğe atanmaktadırlar. Ülkemizde 1960’lı yıllardan bu yana, Eğitim Yönetimi bilim dalının gelişmesi için büyük çabalar harcanmıştır. Ancak gelinen nokta, henüz iç açıcı değildir. Türkiye’de 21. yüzyılda hâlâ yönetici atamalarında Eğitim Yönetimi anabilim dalında eğitim alma zorunluluğu aranmamaktadır. Merkez örgütlerine ve okullara yönetici atamalarında liyakate önem verilmemektedir. MEB ile eğitim fakülteleri arasında bir türlü eşgüdüm sağlanamamıştır. Sınav odaklı eğitim sistemimiz, iyi insan, iyi vatandaş olma ve nitelikli bir meslek sahibi olma gibi MEB’in temel amaçlarını gerçekleştirmekten çok uzaktır. ‘Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi’ kitabını hazırlarken, yukarıdaki sorunların çözümüne katkı sağlayabilecek tartışmalar yapmaya özellikle dikkat ettik. Kitapta yalnızca durum saptaması yapıp bırakmadık. Olayların ve olguların neden ve sonuçlarını da ortaya koyarak tartışmaya çalıştık. Bunu yaparken de eleştirel eğitbiliminden (pedagoji) yararlandık.