DUVARLAR YIKILIRKEN: Berlin duvarının yıkılmasından başlayarak (1989), insanların kendi içlerinde oluşturdukları duvarların yıkılması sırasında ortaya çıkan olayların ve gerginliklerin eşliğinde gelişen oyunda, ikinci dünya savaşında, Nazilerle işbirliği yapan bir Almanın, yıllar sonra yaşadığı yerlere döndüğünde karşılaştığı sorunlar işlenir. Duvarların arkasına gizlediği sorunlar ruhsal çöküntüye ve canına kıymaya kadar varan acı sona sürüklenebildiğini anlatmaktadır oyun.
UZAK DÜNYALAR: Yıllar sonra aile bireyleri, bir kasabada aile büyüğünün evinde buluşurlar. Bu buluşma onların uzak dünyalarda yaşamakta olduklarını gösterir. Birbirlerine kenetlenme amacı güdülürken, büsbütün ayrılırlar. Gelenek ve göreneklerine bağlı olan büyük kardeş, yoz ilişkiler içinde olduğunu gördüğü küçük kardeşinin çok ayrı bir yaşam sürdüğünü anlar.  Bu da onları iyice birbirinden uzaklaştırır.
ÇAY PARTİSİ: Bir duvarın ayırdığı iki daireden birinde yaşayan eski aktörle,  öbüründe yaşayan ve kocasının kendisini öldüreceğinden korkan genç bir kadın otururlar. Her ikisi çay partisi eşliğinde birbirleriyle buluşurlar ve dost olurlar. Yalnız oyuncunun desteği kadını yaşama bağlamaktadır. Kadının eşi bir cinayet işleyince tutuklanacak ve  kadın ölüm korkusundan kurtulacaktır. Oyuncu ise, aldığı öneriyle bir okulda oyun sahneleme kararı alınca, her ikisi yeni bir  umutla yaşama katılacaklardır.
BİZ CANBAZA BAKARKEN: Çeşitli sancıların yaşandığı bir toplumda, çıkar beklentisi içinde olan politikacıların, adaletin örselenmesine aldırmadın, siyasal oyunlara yönelmelerinin eleştirildiği oyunda, halkın canbaza bakması söylenirken, siyasetteki kişilerin, kendi çıkarları için çalıştıkları gösterilir.