Edgar Wallace’ın sürükleyici atmosferiyle örülü Terör Kalesi, okuru İngiltere’nin sakin kırsalının ardında gizlenen karanlık bir dünyanın içine çekiyor. Yeni bir başlangıç yapma umuduyla Larmes Kalesi’ne giden Margaret Belman, burada yalnızca bir iş değil; sırlarla, sessizlikle ve görünmez tehlikelerle çevrili ürpertici bir gerçeklikle karşılaşır.
İlk bakışta cazip görünen sekreterlik işi—yüksek maaş, etkileyici bir ortam ve iyi huylu görünen bir işveren—kısa sürede rahatsız edici bir atmosferin parçası hâline gelir. Bay Daver’ın tuhaf misafirleri, solgun yüzlü bir genç kadın, uzak diyarlardan dönen bir din adamı ve sert görünüşlü bir subay… Hepsini birleştiren şey, kaleyi saran o açıklanamayan huzursuzluktur.
Margaret çok geçmeden Larmes Kalesi’nin bir pansiyondan çok daha fazlası olduğunu anlar: sırların saklandığı, herkesin kendi karanlığıyla yaşadığı, kontrolün kaybolduğu bir gözetim merkezidir burası. Herkesin geçmişinde izler, kalbinde korkular vardır. Ve bazı sırlar, bu evden ayrılmamak için çok daha tehlikeli bir güce sahiptir.
Wallace, Terör Kalesinde entrikayı, psikolojik gerilimi ve polisiyeyi ustalıkla harmanlayarak güçlü bir hikâye ortaya koyar. Margaret Belman’ın giderek karanlığa sürüklendiği bu roman, okuru her sayfada artan gerilimle baş başa bırakır.
Bu atmosferden bir kez içeri giren, kolay kolay çıkamayacak.