Zaman çizgisi kırıldığında, hakikat en beklenmedik anda karşına dikilir…
Alisa’nın sıradan sandığı hayatı bir gün ansızın kırıldığında kendini, kadim Tanrıların hüküm sürdüğü bir dünyanın ortasında bulur. Olimpos artık bir efsane değil; teknolojinin ve gücün gölgesinde inşa edilmiş yeni bir düzendir. Ancak bu düzende Tanrılar, insan suretinde ve bencil arzularıyla yeryüzüne hükmetmek istemektedir. Gerçek ve kurgu arasındaki sınır tamamen silinmiş, insanlık için yeni bir dönem yaklaşmaktadır.
Alisa, seçilmiş kişi olduğunu öğrendiğinde, geçmişin karanlık sırlarıyla yüzleşir: annesi Meryem, gizemli Yıldız ve Babil… Her biri, onun kaderini etkileyecek birer parça olurken, Alisa’nın iç yolculuğu asıl savaşa dönüşür: Hakikatin ve insanlığın savaşı.
Görkemli simgeler, evrensel sorular ve derin felsefi sorgulamalarla örülü bu modern mitoloji anlatısı; okuru yalnızca başka bir dünyaya değil, kendi iç dünyasının karanlıklarına da sürüklüyor.
Mitolojinin, teknolojik distopyanın ve insan ruhunun iç içe geçtiği bu epik romanı elinizden bırakamayacaksınız.