Toplumun ve babasının tüm baskılarına rağmen okuyup öğretmen olmayı başaran Zerya’nın ilk ataması, Batı’daki turistik bir sahil kasabasına yapılır. Ancak daha okulun ikinci haftasında, aralarında okul müdür yardımcısının da bulunduğu beş kişi tarafından kaçırılır.
Haftalarca soğuk ve karanlık bir mahzende tutulan Zerya, hem psikolojik hem de fiziksel şiddete maruz kalır. Sonunda kaçmayı başardığında içindeki son sevgi kırıntıları da yok olmuştur. Artık ne merhamet duyar ne de adalet bekler.
Böylece Zerya Öğretmen, içindeki intikam ateşinin hırsıyla kendisini kaçıran canilere karşı vahşetin sessizliğinde, adaleti kendi kurallarına göre sağlamaya çalışır.