Modern devletin ve iktidar ilişkilerinin ortaya çıkmasıyla beraber egemenin güvenliği üzerinden şekillenen güvenlik kavramı tarih boyunca devletlerin merkezde olduğu siyasi-askeri bakış açısı tarafından şekillendi. Tahtların, ulus-devletlerin ve uluslararası sistemin güvenliği siyasi tarihi şekillendirirken uluslararası politikada yaşanan güncel gelişmelerin tespit ve tahlil edilmesinde geleneksel güvenlik anlayışının yeterli olmadığı görüldü. Günümüzde güvenlik kavramı devlet dışı aktörleri ve siyasi, askeri, ekonomik, toplumsal ve çevresel sektörleri kapsayacak şekilde derinleşip genişledi. Bu bağlamda güvenliğin daha kapsamlı ve karmaşık hale gelen yapısını bütüncül bir güvenlik yaklaşımıyla anlamlandırmak ve açıklamak adına Siyasal Güvenlik yaklaşımı önemli bir yere sahiptir. Siyasal Güvenlik devletleri güvenliğin başat egemen aktörleri olarak kabul ederken dini, etnik ve kültürel topluluklar gibi devlet altı siyasi aktörlerin haricinde uluslararası siyasi örgütler, uluslararası siyasi sistemler ve hatta sisteme ait unsurlar devlet üstü düzeyde güvenliğin nesnesi haline getirilebilmektedir. Tehditlerin güvenlikleştirildiği ya da güvenlik-dışılaştırıldığı süreçleri kapsamlı ve teknik biçimde değerlendirerek ilgili aktörler ve siyasi süreçler üzerinden önemli tespitler yapmayı mümkün kılar. Teorik olarak farklı aktör ve sektörleri de güvenlik şemsiyesine dahil ederken mevcut gelişmeleri anlamlandırmak ve açıklamak adına çözümleyici, kapsamlı ve sistematik bir bakış açısı sunar. Pratik açıdan ise siyasi aktörler üzerinde detaylı analizleri mümkün kılarken çeşitli aktör ve sektörlere dayalı politikaların üretilmesini detaylı ve sistematik analizler ile kolaylaştırır.