19. yüzyılın sonlarında Londra`da geçen bu Faustvari roman, gotik korku kurgusunun ustaca bir örneği olup, insan arzusunun derinliklerini analiz ediyor ve iyi ile kötü arasındaki ebedi savaşı araştırıyor.
Hayal kırıklığına uğramış ve parasız bir yazar olan Geoffrey Tempest üç mektup alır. İlki, servet sahibi olan ve maddi yardımda bulunabilecek bir arkadaşından gelir. İkincisi, bir akrabasından bir servet miras aldığını bildiren bir avukattan gelir. Üçüncüsü, Tempest`e yeni servetini kullanmasında rehberlik eden yabancı bir aristokrat olan Lucio`dan gelir. Tempest, birçok uyarıya rağmen Lucio`nun Şeytan`ın yeryüzündeki bir enkarnasyonu olduğunu göremez ve ihtişamlı bir yozlaşma dünyasına kapılır. Ancak yeni bulduğu hayatın cazibesi yoğunlaştıkça, Faustvari pazarlığının gerçek bedelini kısa sürede keşfeder. Ahlaki bir ikilemde kalan Tempest, iç şeytanlarıyla yüzleşmeli ve dünyevi arzuların peşinden gitmenin ruhunu feda etmeye değip değmediğine karar vermelidir.
Bu cilt, türün şekillenmesinde ve ilerlemesinde önemli rol oynayan öncü kadın yazarların gotik korku şaheserlerini kutlayan Mothers of the Macabre serisinin bir parçasıdır. İlk olarak 1895`te yayınlanan Şeytanın Acıları, insan durumunun düşündürücü bir incelemesidir. Marie Corelli`nin toplumsal yorumu, doğaüstü tasviri ve insan doğasının karmaşıklıklarının incelenmesi, bu gotik korku romanını zamansız ve sürükleyici bir okuma haline getirir.