Bu çalışma, Selefîyye’nin düşünce ve fikirlerini tartışarak kabul veya reddetme maksadıyla hazırlanmış değildir. Bilakis bu çalışmada; yeni oluşturulmaya çalışılan bir cemaatin, Selef asrının ilk dönemlerinden beri “Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat” diye isimlendirilen topluluğu, vahdete ve gerçek İslam cemaatinin ruhuna uygun hakikatlere çağıran yapıya ne denli uyup uymadığını araştırmayı amaçladık.
Öte yandan bu yeni uydurulan cemaate uymanın hükmü nedir? İslâmi davet yönüyle, İslâmi hakikatlere uygunluğunun işaretleri nelerdir? Selef asrını örnek aldığımızda, bu yeni oluşumun mensuplarının, kendi davetlerinin hak olduğunu öne sürerek kendilerinden yüz çevirenleri batıl bir yolda görmelerinin doğruluk derecesi nedir? Bu çalışmamızda bu ve benzeri sorulara cevap aradık.