Sana yazdığım bu son mektubum. Bilmiyorum, bana cevap yazmayışının sebebini bilmiyorum. Bunun sebebini öğrenecek miyim bunu da bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki seni bekleyecek durumda olmadığım. Gidiyorum. Hiç istemeyerek de olsa gidiyorum! Gitmek zorundayım!

Bilmeni istiyorum ki bu gidiş bir tercih değil, bir mecburiyettir. Bana yazamadığın tek kelam beni buna mecbur etmiştir. Sakın seni suçladığımı sanma! Ama sana kırgınım, hele de bu mecburiyet yüzünden gidişim için çok kırgınım.

Seninle yaşadığım hiçbir şey için pişman değilim. İşlediğim günah için Rabbimden af diliyorum. Belki de bu ayrılığımız o günahımızın diyetidir. Bilemiyorum.

Gidiyor olmam seni bana unutturmayacak. Bilakis aynı senin bıraktığın Seher’in olarak seni bekleyeceğim. Her ne yaşamış olursan ol, ben nereye gidersem gideyim gel beni bendeki emanetinle birlikte al! Seni bekleyeceğim. Hem de şimdiye dek beklediğimin en hummalısından.

Her daim senin olan ve olacak olan Seher’in…

Seher Vakti; sayfaları arasında gizlenen sevdalı mektuplarıyla, hayalleriyle, umutlarıyla, sevinçleriyle, hüzünleriyle, efsanevi bir Aşk’ın destanı…

Yazar Elif Gürsoy’un kaleminden, her satırını soluksuz okuyacağınız, dopdolu bir kurguyla örülü, tüm duygularınızı yeniden diriltecek bir anlatı…

Seher Vakti, bir romandan daha fazlası…