Bu roman, aşkın ve adaletin insan ruhunu nasıl sınadığını dramatik bir dille anlatıyor. Adalet ile vicdanın, suç ile masumiyetin, umut ile çaresizliğin ince çizgide buluştuğu bir hikâye… Genç savcı Murat, çocuklukta babasının uğradığı haksızlıkların izini ömrü boyunca taşımış; Freud’un “Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.” sözüne tutunarak hayatını adalete adamıştır. Bora ise, iftira ve tuzaklarla mücadele eden makine mühendisi… Suçsuzluğunu kanıtlamak, aynı zamanda yıkılmak üzere olan evliliğini ayakta tutmak için var gücüyle çırpınır. Ve bir uçak yolculuğunda başlayan aşk, vicdanın ve adaletin en ağır sınavına dönüşür