“Anladım ki, herkesin sığındığı bir mağarası, kendini güvende hissettiği bir düzlüğü vardı; insanlar burayı özümsemiş, sahiplenmiş ve bağımlı hale gelmişti. Böyle bir konfor alanına sahip oldukları için kendilerini şanslı hissettiklerinden buradan vazgeçemiyorlar, ayrılmayı ve yeni bir düzen oluşturmayı göze alamıyorlardı. Çizdikleri çemberin içinde hapis hayatı sürmeyi, vahşet ile karşılaşmaya tercih ediyorlardı…”
Sadece ilkel insanlar mı yaşardı mağarada?
Bu mağaralarda hangi gizemler saklanmıştı?
Atakan ile Aslı nelere tanıklık etmişlerdi?
Yaşadıkları hayal miydi gerçek mi?
İki kişi aynı anda aynı rüyayı görebilir miydi?
Cevaplar ise hayal ile gerçeklik arasında bir yerde…
Zamanlar arasında geçen fantastik yolculuğa katılmak ister misiniz?