Üniversite mezunu olan Umut Taşkın İstanbul’daki yaşamını bir gecekondu evinde sürdürmektedir. Babası ölü, kanserle mücadele eden annesi ise hastanede yatmaktadır. Umut, yaptığı iş başvurularından beklediği sonucu alamamanın çaresizliğiyle büyük alışveriş merkezlerinin atık ambalaj kâğıtlarını toplayıp satmaya karar vermiştir. Ambalaj kâğıdı atıklarını işyerlerinin bir kenarında kendi yaptırdığı özel tel kafeslerde toplayarak kamyonetiyle taşıyıp hurda depolarına satmaktadır. Bir gün, sabahın erken saatinde çıktığı iş seferinde çöp konteynerlerinden birinde çok kan kaybeden ağır yaralı bir adam bulur ve onu olduğu yerden çıkartarak kamyonetinin kasasında hastaneye yetiştirir. İstanbul’un tanınmış iş adamalarından biri olan bu yaralı Umut Taşkın’ın duyarlılığı sayesinde kan kaybından ölmekten kıl payı kurtulur. İyileşmeye başlamasından bir süre sonra, minnet borcunu ödemek için Umut’u villasın davet eder. Genç adamın ünlü işadamıyla bir rastlantı sonucu çöp konteynırında kesişen yeni hayat süreci işte bu görüşmeyle inanılmaz bir boyut kazanır. Devamında hayatı rüyasında bile görse inanamayacağı aşk, ihanet, sadakat, macera, acı, politika, mücadele azmi, dürüstlük, güvenilirlik, merhamet gibi reel yaşamın gerçeği olan insani değerlerin tümünü içeren fırtınalı bir sarmala dönüşür.