Tükendi
Stok Alarmı6 Mart 1991`de Bonn`da gerçekleştirilen, ABD, Fransa, Büyük Britanya ve Federal Almanya`nın SSCB ve Doğu Almanya ile masaya oturduğu, 2+4 olarak isimlendirilen toplantının konusu, Almanya`nın birleşmesi, Orta ve Doğu Avrupa`da güvenliğin sağlanmasıydı. Şüphesiz toplantının en önemli çıktısı, Batı Almanya temsilcisi Jürgen Chroborg`un ifadesiyle "NATO`yu Elbe nehrinin ötesine genişletmeyeceğiz" vaadi olmuştu. NATO`nun en etkili üyelerinden bu sözü alan SSCB, NATO `tehdidini` topraklarından uzaklaştırdığını düşünerek Almanya`nın birleşmesine onay verdi. Fakat bu beklenti kısa sürede yerini hayal kırıklığına bırakacaktı. 1999 genişlemesi ile Doğu Avrupa`ya giren NATO, 2004`te Baltık devletleri ve Romanya başta olmak üzere 7 devleti daha bünyesine katarak kısa sürede Rusya için en temel ulusal güvenlik tehdidi haline gelecekti.
199o`lar boyunca içerde ekonomik krizler ve siyasi istikrarsızlık ile boğuşan Rusya, gücünü topladığı ilk anda NATO tehdidine karşı harekete geçti. 1993`te çerçevesini çizdiği Yakın Çevre politikasını eyleme geçirmeye yönelik adımlar attı. Nitekim eski Sovyet cumhuriyetleri olan ve Yakın Çevre`sinin ayrılmaz parçaları olarak gördüğü Gürcistan ve Ukrayna`nın NATO`ya üyeliği söz konusu olduğunda hiç olmadığı kadar etkili şekilde mukavemet göstermeye başladı. Elinizdeki bu kitap, Rusya`nın NATO tarafından `yeni(den) çevrelenme` kaygısına karşı Gürcistan ve Ukrayna`da izlediği politikaları ele almaktadır.