« Günü uyuyarak ve dinlenerek geçiren savaşçılar, birazdan çıkacakları yolculuğun hazırlıklarını tamamlamış, küçücük vadinin girişindeki kocaman meşe ağcının altında yolculuktan önceki son sigaralarını keyifle içiyorlardı. Yola çıkabilmek için havanın kararmasını bekliyorlardı; derin düşüncelere dalmış bir halde, suskunluk ve hüzün içinde güneşin batışını izliyorlardı.
Karşılarındaki yüksek tepelerin uçları batmakta olan güneşin kızıllığı içinde yanıyordu. Güneş, iri bir ateş topu gibi iki çıplak tepenin arasındaki boşlukta adeta asılı duruyordu; kısa bir müddet sonra iriliğini ve parlaklığını yitirip renk değiştirdi ; ağır ağır tepelerin ardına kayarak görünmez oldu. Peşinden karşılarındaki ufuk çizgisi gölgelenerek karardı bir anda. »
Özgürlük için yola çıkanların yaşam öyküsü…