Bir zamanlar sadece hayalini kurduğu bir güç, bir kontrol duygusu şimdi ellerinin arasında şekilleniyordu. Her adımda bu hissiyatı biraz daha benimsedi. Ne kadar uzaklaşmak istese de her geçen saniye, içindeki istekler onu bu yolu tekrar seçmeye zorluyordu. Kıvanç’ın bedenine girmek, yeni bir başlangıç değil; tam aksine, bitmeyen bir arzu hâlini alıyordu. Jacobs’un içindeki, bağırsaklarına kadar işleyen bu yeni hırs, artık sadece bilinçli bir istek değil, bir zorunluluk gibi hissediliyordu. O anı tekrar tekrar yaşamalıydı. İçini kaplayan heyecanın sıcak dalgaları, damarlarında hızla yayılıyor, her bir hücresini titretiyordu. Kıvanç’ın atletik vücuduyla ilk kez aynaya baktığı andan beri taşıdığı güç duygusu, şimdi bambaşka bir anlam kazanmıştı. Bir anlığına gözlerini kapadı ve tüm kasları, güçlü omuzları gerçekten kendisininmiş gibi hayal etti.