Kendinden tiksiniyordu. O an akıl hastanesinin bahçesinde oturuyor olmayı hayal etti. Ruhsuz, duygusuz, ağrısız ve düşüncesiz geçen günlerini özlemişti. Ne tuhaf: bir insanının kendini huzurlu hissettiği tek yerin, aslında deliliğin bahçesi olması...
*İyi düşün Harel, yaşamak için bir sebebin var mı?* diye sordu kadın.
Ve: yaşamak için tek bir sebebi yokken, ölmek için ne çok sebebi olduğunu fark etti!