Bu acı tatlı hikâyeyi sene 1975’te yaşadım. Bu insanlarla birkaç yıl beraber olduk, ama şimdi neredeler, yaşıyorlar mı, hâlâ İstanbul’da mı oturuyorlar, bilmiyorum. Bilseydim nerede yaşadıklarını, gider bulur, eski günleri konuşurduk. Sadece kendimizden bahsederdik. Onlar çok iyi bir aileydi, düzgün insanlardı. Medenice yaşar, kimseleri kırmazlardı. Başkalarıyla konuşmayı pek sevmeyen, kimsenin hayatını merak etmeyen bir aileydi. Kendilerinden de bahsetmezlerdi. Komşulara selam verip geçerlerdi. Kendilerinin çok zengin olduğunu herkes biliyordu; onu da kimselerle konuşmak istemezlerdi.