Ortalık daha gündüz. Motorlar, gırgırlar her tara¬fa dağılmıştır. Sakin bir lodos esmekte. Balık para ediyor. Deniz çarşaf gibi. Bir balıkçı kasabası, berber dükkânı yahut mahalle kahvesi... Sait Faik Abasıyanık, eşsiz hikâyelerini hayatın tam da bu sıradan ama büyülü köşelerinde işliyor. Berber Dimitro, kızını berbere çırak vermek isteyen Ali Rıza ve buna itiraz etmeyen Melek gibi karakterlerin hikâyeleri; aslında Sait Faik’in tasavvur ettiği, özlem duyduğu dünyaya dair izler taşımaktadır. Maddi bakımdan müşkül durumda olan insanların hayata tutunma gayreti, yazarın ideal toplum hayaliyle paralel olarak irdelenmektedir.
Medarımaişet Motoru, dönemin sosyal yapısını ve insanların gündelik hayattaki ilişkilerini güçlü bir gözlemle yansıtıyor. İnsan olmanın, dostluk ve dayanışmanın sınandığı bir dünya; Sait Faik’in samimi anlatımıyla hayat buluyor. Ben ne istediğini adamakıllı bilen birisi değilim. Yalnız bildiğim bir şey varsa, o da başkaları iyi şeyler yaparsa derhâl anlıyorum. Ben hakiki bir köylüyüm. Yarım yamalak tahsilimle iyiyi, kötüyü tefrik ediyorum; bu bana yeter!