Tükendi
Stok AlarmıBu çalışmada, 1789 Fransız Devrimi’nden, 1949 Çin Halk Devri mine uzanan yolculukta, alışılagelmiş burjuva demokratik devrim ile yeni tipten demokratik devrim deneyimlerini kendi tarih sel koşulları içinde incelemeye çalıştık. Çalışmanın ağırlıklı konu su, her ne kadar, “Demokratik Devrimler” olsa da kaçınılmaz bir biçimde konuyla bağlantılı pek çok başka sorunlara da değindik.
Günümüzde geçmiş deneyimler üzerine böylesine, kapsamlı bir çalışmanın, gerekli olup olmadığı hiç şüphe yok ki, tartışmaya açık bir konudur. Kimileri için böyle bir çalışma gereksiz görüle bilir, ancak unutmamak gerekir ki, kendi geçmişini ciddi bir biçimde inceleme zahmetine katlanamayan kadro ve örgütler gerek teorik alanda gerekse pratik mücadelede kendilerini asla yenile yemezler. Bu bilinçle ele aldığımız her konuyu olabildiğince objektif olarak incelemeye çalıştık.
Biliyoruz ki, içinde bulunduğumuz 21. yüzyıl, geçmişle kıyaslanamayacak ölçüde farklıdır. Öyle ki, günümüzde ne genel anlam da “devrimler çağından” ne de 1917 Ekim Devrimi ile başlayan ve uzun bir dönem devam eden “proleter devrimler çağı”ndan söz edemeyiz. Çok genel bir tanımla, “devrimler çağı” 1970 sonların da tarihe karışmıştır. Ve devrimler çağının yeniden ne zaman başlayacağı ve nasıl bir seyir izleyeceği, tümüyle toplumsal ve siyasal gelişmelere bağlı olarak cevaplanacaktır.
Bu temel gerçeğin bilincinde olarak, günümüz koşullarını doğru değerlendirmek ve geleceğe çok yönlü ve kapsamlı bir biçimde hazırlanmak gerekmektedir. Dünya Komünist Hareketi’nin, başta işçi sınıfı olmak üzere tüm emekçiler için yeniden, çekim merkezi hâline gelmesi, her şeyden önce içinde bulunduğumuz 21. yüzyıl gerçeğini incelemek, anlamak ve doğru yorumlamakla mümkün olacaktır. Elinizdeki kitap bu temel göreve bir nebze de olsa katkıda bulunmak için yazılmıştır.