Edgar Rice Burroughs’un klasikleşmiş anlatımıyla şekillenen Mars’ın Prensesi, okuru kızıl gezegen Barsoom’un gizemli, tehlikeli ve büyüleyici atmosferine sürükleyen epik bir maceraya davet ediyor. Amerikan İç Savaşı gazisi John Carter, kendisini açıklayamadığı bir şekilde Mars’ta bulduğunda, artık ne Dünya’daki hayatı ne de kaderi eskisi gibi olacaktır.
Barsoom; düşman kabilelerin, acımasız savaşçıların, tuhaf yaratıkların ve güç mücadelesinin hüküm sürdüğü vahşi bir arenadır. Alışılmadık gücü ve çevikliği sayesinde kısa sürede dikkat çeken Carter’ın kaderi, gezegenin geleceğini şekillendirecek bir karşılaşmayla değişir: Cesur, kararlı ve onurlu Mars prensesi Dejah Thoris ile.
Savaşın gölgesinde doğan bu bağ, hem dünyalar arasındaki farklar hem de amansız düşmanlarla çevrili tehlikeli yolculuklar nedeniyle imkânsızlıklarla örülüdür. John Carter hem gezegeni hem de sevdiği kadını korumak için umutla, kararlılıkla ve büyük bir fedakârlıkla mücadele eder.
Mars’ın Prensesi, çorak vadilerden ihtişamlı şehirlere uzanan geniş bir evrende; kahramanlık, aşk, keşif ve hayatta kalma temasını ustalıkla harmanlayan unutulmaz bir bilimkurgu–fantastik klasik olarak edebiyat tarihindeki yerini alır. Burroughs’un sürükleyici üslubu, okuru egzotik bir dünyanın derinliklerine çeken benzersiz bir deneyim sunar.