1920` lerde genç bir adam Viyana`da tıp eğitimi almak için Kıbrıs`tan ayrılır. Avrupa`da karşılaştığı sanat, bilim ve yaşam biçimi karşısında gözleri kamaşır ama aynı zamanda faşizmin yükselişine de tanık olur.
1940`ta Kıbrıs`a geri döner. Güzel bir Yunan kadın ona asistanlık yapmaya başlar ve adam kadirim büyüsüne kapılır. Yine de ona bağlanmak istemez ve kadını İskenderiye`ye gönderir. Kate burada, Kral Faruk yönetimindeki şehrin en muhteşem dönemini yaşar.