Bazı hayatlar vardır, karanlıkla örülmüştür, ama içlerinde sönmeyen bir ışık taşırlar… O yoksulluğun içine  doğdu, ama  asla boyun eğmedi. Ezilerek büyüdü, bilginin kapısını zorlarken aç kaldı, hep yalnızdı, ama ne sevgiden vazgeçti ne de umudunu yitirdi. İçindeki sönmeye yüz tutmuş ışığı enerjiye çevirdi. O, yazgısını kendi elleriyle yeniden yazmaya kalktı. Düşe kalka büyüyen, yalnız kalan, yalnızken bile kötülüklere eğilmeyen bir ruhun hikâyesidir bu… Mutluluğu kısa, mücadeleleri uzun sürer, ama o bilir ki cehaletin panzehiri bilgi, yoksulluğun ilacı çalışmaktır. Kötülüğün karşısında dimdik durmanın adı da insan olmaktır. Lanetli Kızılcık Ovası, binlerce sessiz direnişin, bir çocuğun içindeki adamın, bir adamın içindeki çocuğun hikâyesidir. Belki unuttuğun bir his, belki senin geçmişin, belki senin geleceğin… Bu kitap sadece bir tek hayatın değil, kaybolmaya direnen tüm hayatların sesi, yaşam mücadelesidir.