“Hazır olduğunda sen de usta bir avcı, savaşçı olacaksın. Yılmadan usanmadan sana öğrettiklerimi denemeye çalışmalısın. Temel hareketleri öğrenmekten ve tekrarlamaktan vazgeçmemelisin. Çalıların, ağaçların dilini anlamaya çalışmalısın. Doğayı dinlemeyi ve böylece iz sürmeyi asla bırakmamalısın. Dinlemezsen duyamazsın, bakmazsan göremezsin. Duymayı ve görmeyi öğrenmek için dinlemek ve bakmak gerekir.

Çoğu zaman duyduklarını, gördüklerini yanlış anlayacaksın. Günlerce sonu olmayan bir izin peşinden sürüklenip hata yaptığını sonradan fark edeceksin. Bu hatalar ve yanlışlardan daha iyi bir öğretmen bulamazsın. Onların kıymetini bil. Hata yapmayan avcı yoktur. Ancak hiçbir şey yapmayan avcılar aslında hiç hata da yapmazlar. Ailene yemek götürmek istiyorsan denemekten vazgeçmezsin ve ne kadar çok denersen o kadar çok öğrenirsin. Yanılsan da denemekten vazgeçmeyeceksin.” demişti sıkılıp darlandığında.

“Gördüğün her canlı biriciktir. Hepsi birbirinden değerlidir. Duran, koşan, uçan, sürünen, yüzen ve hatta ölen her hayvanın kendi karakteri vardır. Hepsinin bir diğerine aktardığı ölümsüz bir ruhu vardır. Her birine gereken saygıyı göstermezsen onlardan hiçbir şey öğrenemezsin. Her canlı en az biz insanlar kadar zekidir, kültürlüdür ve en önemlisi değerlidir. Bunu unutursan ve kendini hepsinden daha değerli görürsen mahvolursun.”