Çocukluğunu gölgelere sunan bir örgütün elinde büyümek, sadece kayıplara bir çiçek daha eklemektir.
Yıllardır köklerini bir kilisenin altında güçlendirerek çocuk kaçakçılığına devam eden Mahzen en güçlü dönemindeyken, "kayıplar" ise yüzlerini tamamen ona dönmüştü ve bir savaşın ilk adımları, bulunan "kayıpla" tekrar atılmaya başlamıştı.
Çilen Ayas, onu besleyen sanrılarının izinde büyümüştü ve tek dostu, gördüğü hayalden ibaretken, inancı ise kendisi gibi bir kayıptı. Ta ki bir gün, rüyasında gördüğü o adam, yanındaki dört arkadaşıyla basket sahasında karşısına çıkana kadar…
Bu artık bir rüya değildi ve Çilen, ilk defa her yerde yalnızlıktan uzak, oldukça kalabalıktı. Karşısında duran bu beş kişi ise yıllardır Mahzen’le savaşan ve Çilen gibi yaralar alan Şövalyeler`di.
Çilen’in kurtulmak için yaptığı başkaldırı, Mahzen’e atılan ilk adımlardan biri olurken yolunu aydınlatan yıldızlar ise Şövalyeler`di ve Şövalyeler`in Çilen’den sakladığı geçmişi bu yolda onların en büyük yaralarıydı.
Mahzen, Şövalyeler`i parçalamıştı. Yggdrassil örgütü de tüm gücüyle onları tekrar birleştiriyordu ve kayıpların nidası ise geçmişe dayanan bir savaşın ilk çığlıklarını karanlığa atıyordu.