Kimi hikâyeler sadece anlatılmaz, yaşanır. Kimi cümleler sayfalarda değil, belleğin taş duvarlarında yankılanır. Kaybolan, bastırılmış hafızanın izlerini sürüyor; bir çocuğun gözlerinden bir babanın suskunluğuna, bir annenin kırılganlığından bir ülkenin darbe gölgeli geçmişine uzanıyor.
Erinç Büyükaşık, ustalıklı bir iç sesle, aile albümlerinde solmuş fotoğrafların, kasaba sokaklarında yankılanan sessizliklerin ve geçmişiyle hesaplaşmaya çalışan bir evladın iç yolculuğunu anlatıyor. Kitap; darbeler, sürgünler, travmalar, unutulan mektuplar, gömülen kitaplar, ve her şeyden önemlisi, konuşulmamış ama asla unutulmamış hikâyelerle örülü.
Zamanın donduğu bir sabahın fotoğrafında gizli bir bakış, bir annenin tarçın kokulu mutfağında saklı bir yalnızlık ya da bir baba evinin kapısında bekleyen gölge… Kaybolan, sadece bir aile anlatısı değil; aynı zamanda Türkiye’nin yakın tarihine, suskunluk ve hatırlama üzerinden yazılmış şiirsel bir kayıt.