Ay ışığının öksüz kaldığı bir gecede kırmızı gül yaprakları yere dökülürken bir yarasanın sessiz öpücüğü genç bir kadının bileğine mühürlenir. İlâtun Aktoy’un bileğinden akan kan Royan Saron’un mühürlü kaderini uyandırır.

Merakına yenik düşen İlâtun’un ailesinden, okulundan, yaşadığı yerden kopuşu ve Karanlık & Aydınlık denen yeni, kanlı bir dünyaya açılmasıyla en büyük cehennemi başlamış olur. Cehennemin merkezindeki minik cennet ise çoktan ilgisini çekmiştir. 

Bir bedenin içinde birleşen iki ruhun iç içe geçmesini narin hayatı kaldırabilecek midir? Karanlık & Aydınlık aynı bedende. 
Aynı gökyüzünde, aynı yerde, aynı beşikte… 
Hapsedilmiş bir ruhun sırrı kalbini parçalayacaktır. 

Bazı çiçekler yalnızca gecede açar. Ve bazı sırlar sadece kanla hatırlanır. Gecenin kalbinde gül açarsa…