Oryantalist temeller üzerine inşa edilen İslamofobi, bilhassa farklı inanç coğrafyalarından gelmiş Batı’daki Müslümanların kamusal alanda daha çok görünür olmalarından ötürü Batı ile Müslüman dünya arasındaki çatışmanın yeni yüzü olarak, fiziksel şiddete varacak düzeyde bir ayrımcılık ve nefret aracı haline gelerek bugüne kadar karşılaşılmamış hak ihlallerinin yaşanmasına sebep olmaktadır. Geldiğimiz noktada İslamofobi patolojik veya kriminal bir hal ya da marjinal bir kesim tarafından kabul görmüş arızi bir durum olma sınırını çoktan aşmıştır. Bugün İslamofobik gelişmeler paradoksal neticeler doğurarak Müslümanlara olduğu kadar Batı toplumlarına da zarar verecek süreçler yaşanmasına neden olmaktadır. Batı’da İslam düşmanlığı artarken Doğu toplumlarında ise oryantalist bakış değersizleşerek zemin kaybetmekte ve bu anlayışa karşı güçlü bir duruş sergilenmektedir. Oksidentalizm olarak adlandırılan bir yeni eğilim geldiği noktanın tespiti önümüzdeki süreçte karşılaşılabilecek birçok karanlık noktanın aydınlatılarak kanunun berraklaştırılmasına vesile olacaktır. Bu kitapta Paris saldırıları örnek olayı üzerinden kitleleri etkileyip yönlendirmede güçlü bir araç olan gazetelerin manşetleri/sürmanşetleri ve köşe yazıları incelenerek oryantalist veya oksidentalist bir tavrın olup olmadığı ilgili literatür bağlamında ortaya konmuştur.