Fikret Özkurt, usta kalemiyle bu kez, bir yaşam kurmanın telaşındaki deniz insanlarının hüzünle dolan hikâyelerini, ılık bir rüzgâra yükleyip, okurun yüreğine bırakıyor.
“Katlanmakla yok olmak gibi sadece iki yolun olması bazen korkutuyor beni. İçimi korkular kaplıyor. Takatimin sınırlarına geldiğimi düşünürüm. O anda ne bir kelime konuşacak hâlim olur ne atacak bir adımım kalmıştır… Boğulur gibiyimdir. Sonra nasıl oluyorsa oluyor bir nefes koyuveririm derinden. Belki bir of çekerim ve yeniden dönerim hayata. Kerhen yani, çok da fazla istemeden.
Hayat bu… Ne yapalım? Hayat böyle… Yaşanıyor da çekiliyor da. Sonunda zaten herkesinki gibi bitmeyecek mi, denir ya. Bitecek elbette. Biz de öyle dedik. Nasıl olsa bitecek. Öyle ya da böyle..."