“İçindeki Sessizlik”, klasik mitolojiden beslenen ama bugünün insanına en sade, en çıplak haliyle dokunan bir anlatıdır.
Bu hikâye, tanrılarla değil, kendisiyle yüzleşmek isteyen bir mezarlık görevlisinin içsel yolculuğunu konu alır. Yolculuk, ontolojik olduğu kadar etik bir sınavdır; bir varoluşun, bir vicdanın ve bir yükün metnine dönüşür.
Sisifos, Atlas, Prometheus, Pegasus ve daha niceleri bu yolculukta yalnızca mitolojik figürler değildir; onlar sorulara yön gösteren gölgeler, aynalardır, yansımalardır.
Bir mezar bekçisinin elindeki kürek, kimi zaman yalnızca bir araç değil kendi benliğini deşen bir aynaya dönüşür.
Pegasus, bir kaçış aracı değil; vicdanın kanatlı formudur.
Ve kediler... bazen sadece kedi değildir.